reklam
İstanbul
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    27.04
  • EURO
    29.77
  • ALTIN
    1668.5
  • BIST
    7424.96
  • BTC
    29384.05$

Sınırda Karbon Vergisi’ni kim ödeyecek?

16 Mart 2022, Çarşamba 23:18


Avrupa Birliği, Türkiye’nin ihracatındaki pek çok alanda olduğu gibi tekstil ve hazırgiyimde de bir numaralı ticari partneri. Türkiye, 2021 yılında toplam 225.4 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bunun 10.1 milyar doları tekstil, 20.2 milyar doları da hazır giyim ihracatından oluştu. Her iki alanda yapılan toplam ihracat, 30.3 milyar doları buluyor ki, bu da ülkenin yıllık toplam ihracatının yüzde 13’ünü aşan bir oran demek. 

Ülke ihracatında bu denli önemli bir yer tutan hazırgiyim ve tekstil sektörleri için Avrupa Birliği’nin ne ifade ettiğini de yine 2021 yılı rakamlarıyla açıklayalım. 2021 yılında Türkiye’den Avrupa Birliği’ne 12.3 milyar dolarlık hazır giyim, 4.3 milyar dolarlık da tekstil ihracatı yapıldı. Bir başka ifadeyle Türkiye 2021’de toplam tekstil ve hazır giyim ihracatının yarısını Avrupa Birliği’ne yaptı. Üstelik geçen yıl Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne hazır giyim ihracatı yüzde 20’nin, tekstil ihracatı ise yüzde 40’ın üzerinde artış kaydetti. Bunda Avrupa Birliği’nin, pandemide ortaya çıkan tedarik zinciri krizinde, güvenilir tedarikçi Türkiye’nin kapısını çalması etkili oldu.

Türkiye ile ticari partnerliğinin önemini rakamlarla ortaya koyduğumuz Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat çerçevesinde karbon emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 50 düşürmeyi, 2050’de de sıfır karbona ulaşmayı hedefliyor. Bu kriteri karşılayamayan ithal ürünlerden Sınırda Karbon Vergisi almaya başlamak için ise gün sayıyor. Gelecek yılın başında aralarında tekstilin de bulunduğu pek çok sektörün ürünleri, Sınırda Karbon Vergisi’ne konu olacak. Bu verginin ton başına 40-50 euro arasında olacağı hesaplanıyor. Bu aşamada bir hesap da biz yapalım. Bugün Türkiye’nin tekstil ihracatının kilogram başına birim değeri yaklaşık 5.5 dolar civarında. Bu da karbon kriterlerini karşılayamamış bir ton tekstil ürünü için, Avrupa’ya girişte yüzde 1 oranında Sınırda Karbon Vergisi ödemek demek.

Uzmanların öngörülerine göre, Türkiye’nin tüm sanayi kollarındaki üretimini, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uygun hale getirmek için 80 milyar euro’luk yatırım yapmalı. Oysa Dünya Bankası’nın, Türkiye’ye bu yatırımlar için vereceği kaynağın sadece 3.1 milyar euro olacağı belirtiliyor. Avrupa Birliği bünyesindeki sanayi tesislerinin Yeşil Mutabakat’a uyum için birlik imkanlarından faydalanarak yapacakları yatırımın büyüklüğü ise 1.1 trilyon euro olarak hesaplanıyor. Rakamlar arasındaki uçurum, haksız rekabetin boyutlarını ortaya koyuyor.
Öte yandan her maliyet gibi Sınırda Karbon Vergisi’nin de dolaylı olarak tüketicilere yansıyacağını tahmin etmek hiç zor değil. Günümüzde Avrupalı ortalama bir tüketici, yılda 26 kilogram tekstil ve hazır giyim ürünü satın alıyor. Aynı tüketici yılda 11 kilogram tekstil ve hazır giyim ürününü çöpe atıyor. Avrupa’nın hedefleri arasında moda hızının yavaşlaması, tekstil ve hazır giyimde döngüsel üretim modeline geçilmesi gibi gezegenimiz için son derece faydalı başlıklar var. Bununla birlikte çeyrek asrı aşkındır devam eden bu tüketici alışkanlığının bir hamlede kırılamayacağı da açık. 

Üzerine Sınırda Karbon Vergisi’nin maliyeti de eklenmiş tişörtüyle iklim krizi eyleminde boy göstermenin samimiyetini hep birlikte sorgulamalıyız. Zira karbonun parasını ödeyerek onu yok edemeyiz. Ondan gerçekten kurtulmanın yolu, önce üretim, sonra da tüketim tarzımızı değiştirmekten geçiyor. Bu da vergiyle değil, yatırımlara aktarılacak kaynakla mümkün olabilir.